- MÜNFERİD
- (Münferit) Tek başına, tek, yalnız, kendi başına. * Hapishânede tek kişilik hücre
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
münferid — (A.) [ دﺮﻔﻨﻡ ] 1. ayrı, tek başına. 2. tektük … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HABS-İ MÜNFERİD — Tek başına olan hapis. Hapishanede bir kişilik hücre. * Ehl i dalâlet için olan ölüm ve kabir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
münferit — sf., di, esk., Ar. munferid Tek, ayrı, kendi başına olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
BASİT — Kıymetsiz. * Geniş * Yaygın olan. * Mücerred ve münferid olup, mürekkeb ve müellef olmayan. * Neş eli. Güleryüzlü. Düz, arızasız, engelsiz. * Edb: Aruz vezinlerinden biri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EL-HAYY — Diri ve devamlı hayat sâhibi. Zâtî hayat ile münferid, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten Allah (C.C … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FERİD(E) — Benzeri pek nâdir bulunan. Benzeri bulunmayan, yektâ. * Doğrudan doğruya Kur andan ders alıp ders veren ve kuvve i kudsiye sahibi olan Evliyaullah. Yalnız ve münferid. * Zamanında eşine rastlanmıyan. Akran ve emsali yok. * Dizilmiş inci. * Bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HÂSS — (C.: Havass) Hususi. Hâlis. Kıymetli ve ileri gelen mühim yakınların topluluğu. * Bir şeyde bulunup başkasında bulunmayan. Umumi olmayıp mahsus olan. * Tam ayar olan, yabancı maddelerle karışık olmayan ve içinde bozuk bulunmayan. Tek, münferid. * … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
YEK — f. Bir, münferid. * Bir oluş, birlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞURA — Konuşma yeri, istişare meclisi. Büyüklerin istişare için toplanma yeri. * Meşveret için toplantı. * Meşveret etme.(Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim, bir şahs ı vâhid idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferid bir şahıs olabilirdi. Onun… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük